28 Nisan 2009 Salı

Uğuz Türklerinin Boyları

Oğuz Türklerinin Boyları
Listelerin kaynakları, Kaşgarlı Mahmud ve XIV. yy'da yaşayan Reşideddin'e dayanmaktadır. Reşideddin 24, Kaşgarlı Mahmut ise 22 boy saymaktadır.

B O Z O K L A R
Gün Han
Kayı
• Bayat
• Alkaevli
• Karaevli
Ay Han
• Yazgır
• Pötürge
• Töker
• Yaprılı
Yıldız Han
• Avşar, (Afşar)
• Çorukluğ
• Beydili
• Kargın

Ü Ç O K L A R
Dağ Han
• Salur
• Eymür
• Alayurtlu
• Üreğir
Deniz Han
• İğdir
• Bükdüz
• Yiva
• Kınık
Gök Han
• Bayındır
• Çavdur
• Çepni
• Peçenek

Kayı aşiretinin menşei olan Oğuz Han’ın soy kütüğü, Reşideddin’in Oğuzname’sinde, Nuh Peygamber’in oğlu Yafes’e (Olcayto) dayandırılır. Oğuz Han’dan sonra altı oğlu iki büyük kolu oluşturmaktadır.

Kayı Aşireti, Moğol istilası nedeni ile kendine yeni bir yurt bulmak için, Horasan’ın Merv şehri yakınındaki, Mahan bölgesinden, Süleyman Şah (Ertuğrul Gazi’nin babasının adı birçok kaynakta Süleyman Şah olarak geçmektedir. Uzun süre tartışmaya sebep olan bu konu üzerinde “Osman bin Ertuğrul bin Gündüz” ibaresinin yazılı olduğu, Osman Bey’e ait bir sikkenin bulunmasıyla, tarihçiler kesinliğe kavuştuğunu savunmaktadır.) komutasında gelerek Anadolu’ya girdi. Önce Ahlat-Van Gölü civarında iki yıl ikamet edip, 1221 yılına doğru Erzincan’a, oradan da Halep’e geçtiler. Atının üzerinde Fırat Nehri’ni geçmeye çalışırken Süleyman Şah’ın boğularak vefat etmesi üzerine aşiret başsız kaldı. Obanın içinde bulunan Kayı dışındaki Oğuz boyları ayrılarak Suriye’ye gittiler. Süleyman Şah’ın dört oğlundan büyük olanları Gündoğdu Bey ve Sungur Tekin, aşiretin çoğunu toplayıp yıllar süren, pek çok sıkıntılara ve en sonunda da babalarının ölümüne neden olan göç işinden vazgeçip Orta Asya’ya geri dönmek üzere ayrılıp yola çıktılar ve muhtemelen Moğol orduları karşısında yok olup gittiler. Tarih, onlar için bu ayrılık sonrasından bahsetmez.

Diğer iki kardeş, Ertuğrul Bey ve küçük kardeşi Dündar Bey anneleri Hayme Ana’yı da yanlarına alarak, 400 çadırlık aşiretle Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’tan yurt istemişler ve kendilerine Ankara yakınlarındaki Karacadağ yaylası verilmiştir. Karacadağ’a doğru yol alınırken Erzincan yakınlarındaki Yassıçimen’de Harzemşahlar’la savaşan ve Anadolu Selçuklu ordusuna yardım edip, savaşın kazanılmasında rol oynamışlar ve Anadolu Selçuklu Sultanı’nın takdirini kazanmışlardır.

Kayıların bu yardımlarından Sultan Alâeddin çok memnun oldu. Kayı aşiretinin beyi olarak Ertuğrul’u tanıdı. Sultan Alâeddin Ertuğrul Gazi’yi, Bizans hududuna uçbeyi tayin etti. Kayı aşiretine Söğüt kasabasını kışlak, Domaniç yaylasını da yaylak olarak verdi. Ertuğrul Gazi, Karacadağ’dan Kayı aşiretini alarak Söğüt’e yerleşti.

Ertuğrul Gazi doğum tarihi kesin olarak bilinmediği gibi, genel kabule göre 1189’da doğmuş, 1231’de Söğüt’e yerleşmiş, 1281’de ise vefat etmiştir. Babası Süleyman Şah, annesi Hayme Ana, eşi ise Halime Hatun’dur.

Ertuğrul Gazi her yıl yayla olarak kullanılan Domaniç yaylasından Eylül ayında Söğüt’e geri geldiklerinde bunu kutlamak amacıyla ‘’ETLİ BULGUR PİLAVI’’ yaptırarak bir şenlik edası ile bütün aşirete dağıtırdı. Yayladan kışlağa dönüş kutlaması, Ertuğrul Gazi’nin sağlığında başlamış ve vefatından sonra hem Ertuğrul Gazi’yi anmak hem de geleneklerini devam ettirmek amacıyla bir şenliğe dönüştürülmüş.

Hem Osmanlı Devleti’nin kurulduğu yer olarak, hem de Kurtuluş Savaşı sürecinde İkinci İnönü Savaşı’nın en çetin geçtiği Metris Tepe’de düşman durdurulmuş ve bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa İsmet İnönü’ye gönderdiği telgrafta “Siz Orada Yalnız Düşmanı Değil, Milletin Makus Talihini de Yendiniz” iltifatına muhatap olarak önemli bir konuma sahip olan Söğüt, yani Kuruluş ve kurtuluşun beşiği Söğüt 700 yılı aşkın süredir Eylül ayının ilk haftasında bu kutlamaların mekanı olmuştur.

Hiç yorum yok:

Blog Listem