28 Nisan 2009 Salı

Ertuğrul Gazi Türbesi


Tarihte TÜRK Devletlerine Başkentlik Yapmış Şehirler 11(Söğüt- Osmanlı İmparatorluğu)




Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey’in ataları, Oğuzların Bozok Kolu’nun Kayı Boyu’ndandır. Kayı, kuvvet, kudret sahibi anlamına gelmektedir. Osman Bey’in babası Ertuğrul Gazi, dedesi ise Gündüz Alp’tir. Osman Bey, 1258 yılında Söğüt’te doğdu ve Kayı Boyu’na bey olduğu zaman, yani 1281 yılında 23 yaşında idi. Osmanoğulları ailesi, Kayı Boyu’nun Karakeçili aşiretine mensupturlar. Orta Asya’dan 400 çadırla gelip, kök salıp, yurt edinip ve büyük Osmanlı İmparatorluğu’nu temelini attıkları yer Söğüt kentidir. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Oğuzlar Anadolu’ya geldiler ve Türkiye Selçuklularının Sultanı I. Alaaddin Keykubat tarafından Ankara’nın batısındaki Karacadağ civarına yerleştirildiler. Kayıların başında Ertuğrul Bey bulunuyordu. Ertuğrul Bey idaresindeki Kayı Boyu, Söğüt ve Domaniç’i 1231 yılında fethederek bu bölgeye yerleşti. Söğüt, böylece Osmanlıların ilk başkenti oldu. Ertuğrul Bey’in 1281 yılında ölmesinden sonra, Kayıların başına oğlu Osman Bey geçti. Kayıların bu başarılarında Şeyh Edebali’nin büyük rolü olmuştu. Şeyh Edebali Ahi idi. Ahilik; tarım dahil bütün zanaat dallarında halkı, çalışanları teşvik eden, herkesi kardeş bilen, çalışanlara her türlü yardım elini uzatan örnek bir örgüt anlayışı idi ve Şeyh Edebali Kayı Ahilerinin önderi idi. Osman Bey, 1286 yılında İnegöl yakınındaki Hisarcık kalesini fethetti, 1287 yılında ise İnegöl Tekfuru’nu Domaniç yakınındaki İkizce’de yenilgiye uğrattı.

Osman Bey ve silah arkadaşlarının Bizans Tekfurları ile olan savaşlarını izleyen Selçuklu Sultanı III. Alaeddin Keykubat, büyük bir ordu ile Karacahisar önlerine geldi. Osman Bey’in kuvvetleriyle birleşerek, Bizans elindeki bu kaleyi kuşattı. Kuşatma sürerken Selçuklu Sultanı geri döndü. Osman Bey’e bir sancak, tuğ, alem ve gümüş takımlı bir at göndererek Söğüt ve Eskişehir’i de içine alan bu sancağı Osman Bey’e verdi. Karacahisar’da 1289 yılında Osman Bey ilk kez kendi adına hutbe okuttu.Bu olaylar Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun ilk işaretleri olarak nitelendirilmektedir.

Osman Bey, 1299 yılında bağımsızlığını ilan ederek, Osmanlı Beyliği’ni kurdu. Osmanlı Beyliği, kısa zamanda güçlenip büyüyerek muhteşem bir devlet halini aldı.

Osmanlıların ilk başkenti olan Söğüt, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin şirin kentlerinden Bilecik’in bir ilçesidir. Bilecik’in güney doğusunda, Sündiken Dağları’nın kuzeybatı etekleri üzerinde, Gündüz Bey ve Savcı Bey tepelerinin arasında Söğüt Çayı vadisinde kurulu bir yerleşim yeri olan Söğüt’ün yüzölçümü 862 kilometrekare ve Bilecik’e uzaklığı 26 kilometredir.Söğüt, Osmanlı Devleti’nin hakanları tarafından büyük ilgi görmüş ve bu nedenle çok sayıda cami, çeşme ve benzeri mimari eserler yaptırılmıştır.

Söğüt, milattan önce yedinci yüzyılda bölgeye hakim olan Bitinya Krallığı tarafından kurulduğuna dair çeşitli bilgilere rastlanılmaktadır. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından Ertuğrul Gazi’nin gösterdiği büyük başarılar nedeniyle kendisine verilmiş olan Söğüt kışlak; Domaniç yaylaları ise yaylak olarak kullanılmıştır.



Söğüt’ün Ertuğrul Gazi’ye verilmesinden sonra 1230 ila 1235 yılları arasında yaptırıldığı tahmin edilen Ertuğrul Gazi Mescidine Kuyulu Mescit de denilmektedir. Söğüt’ün girişinde bulunan Osman Bey tarafından 1284 yılında yaptırılan Ertuğrul Gazi Türbesi ile Çelebi Mehmet Camisi’nin zamanla tahrip olan yapıları, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit döneminde onarım görmüştür. Ertuğrul Gazi Mescidi yanında 1240 yılında Balaban Çavuş tarafından yaptırılan Balaban Camisi de vardır.

Ertuğrul Gazi Türbesi’nde; Savcı Bey ve silah arkadaşları, Gazi Abdurrahman, Samsa Çavuş, Kara Mürsel, Konuralp, Gündüzalp ve Dündar Bey gibi Ertuğrul Gazi ile Osman Bey’in silah arkadaşları ile beyliğin kurulmasında hizmeti geçenlerin sembolik mezarları da bulunmaktadır.

Söğüt’te bugün itibari ile ayakta kalmış tarihi eserlerden; 1889 yılında II. Abdulhamit tarafından yaptırılan Hamidiye Camisi ile 1905 yılında yine II. Abdülhamit tarafından yaptırılan Hamidiye İdadisi, Hamidiye İdadisinin hemen yanında Sultan Reşat zamanında yaptırılan Dar-ül Eytam, 19. yüzyıl sonlarında yaptırılan Kaymakam Said Bey Çeşmesi, Osmanlıların ilk eserlerinden Borçak Köyü’nde ki İsa Dede Türbesi ve ilk Osmanlı kadısı olan Dursun Fakih’in türbesi görülmeye değer tarihi eserlerdir.

Söğüt Etnografya Müzesi, kentin tarihi eserlerini saklayan önemli bir yapıdır. Türk kurtuluş savaşı yıllarında bölgeyi işgal eden Yunanlılar pek çok tarihi eseri tahrip etmişlerdir. Söğüt Etnografya Müzesi’de bu tahribattan payını alan binalardandır. Bu müzede; bölgede yaşayan Yörüklere ait tarihi eserler, Bilecik merkez Bahçecik Köyü’nde yaşayan Karakeçili Yörüklerini beyi, Hacı Bey’e 1891 yılında Sultan II. Abdülhamit tarafından verilen Ertuğrul Sancağı, eski giyim eşyaları, el dokuması tarihi kilim ve halılar, tarihi paralar, silahlar, ölçü ve tartı aletleri görülmeye değer tarihi eserlerdir.

Söğüt’te Çarşı Camisi de denilen Çelebi Sultan Mehmet Camisi’nin bahçesindeki Sultan Reşat zamanında yaptırılan neoklasik ölçülerde, Kütahya Çinileriyle süslü kaymakam çeşmesi ve Osmanlı Devleti ile yaşıt Ulu Çınar görülmeye değer diğer güzelliklerdir. Söğüt’ye her yıl Eylül ayının ikinci haftası Ertuğrul Gazi’yi anma ve Söğüt Şenlikleri yapılmaktadır. Bu törenlere çevredeki Yörükler kıyafetleri ile katılırlar, Yörük Çadırı kurarlar, foklor gösterileri yaparlar.

Seramiğin ve mermerin merkezi Söğüt’te Samrı Köyü yöresinde çıkarılan Oniks adlı mermer dış piyasada Rose diye adlandırılmakta ve büyük rağbet görmektedir. Türkeiye’de ki seramik üretiminin yüzde oniki buçuğunu Söğüt’te ki seramik fabirikaları karşılamaktadır.

KAYNAKÇA
  1. Yılmaz ÖZTUNA, Büyük Türkiye Tarihi, İstanbul, 1979
  2. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI, Osmanlı Tarihi, Ankara, 1988
  3. Ali SEVİM- Yaşar YÜCEL, Türkiye Tarihi, Ankara- 1990
  4. M.Zeki PAKALIN, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul,1983
  5. Ali GÜLER- Suat AKGÜL, Türklük Bilgisi, Ankara, 2001
  6. Ali SEVİM, Anadolunun Fethi, Ankara, 1988
  7. Yeni Türk Ansiklopedisi,10.cilt, İstanbul, 1985
  8. Erdoğan MERÇİL, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, Ankara, 2000
Ertuğrul Gazi Türbesi
Söğüt - Bilecik karayolu üzerindeki mezarlığın yanıbaşında bulunan Ertuğrul Gazi Türbesi 13. yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Sultan III. Mustafa zamanında 1757'de yeniden yapılırcasına onarılmış ve ilk yapılıştaki özelliğini yitirmiştir. Ardından Sultan II. Abdulhamid zamanında 1886'da bir kez daha onarılmış ve yanınada bir çeşme eklenmiştir.

Ertuğrul Gazi Türbesi altıgen planlı, üzeri kubbe örtülü olup, dikdörtgen bir girişten sonra içeriye ulaşılmaktadır. Bu girişin yanlarında ikişer pencere bulunmaktadır. Türbenin duvarları bir sıra taş, iki sıra tuğladan örülmüştür. Sandukanın bulunduğu türbenin içerisinde batı ve güneydoğu tarafındaki üç duvarda üç pencere bulkunmaktadır. Pencere kepenklerinde Yunan işgali sırasında atılan kurşunlarla açılmış pek çok kurşun deliği mevcuttur.

Kaynak : http://www.anitsal.com



(+)


dincerozaldin isimli Üye şimdilik offline konumundadır

Hiç yorum yok:

Blog Listem