Tarihte TÜRK Devletlerine Başkentlik Yapmış Şehirler 5 (Erzurum - Saltuklular)
Saltuklular Devleti, Selçukluların Anadolu’yu fetihleri esnasında, Malazgirt meydan savaşı sonrasında Doğu Anadolu’da 1072 yılında kurulan ilk Türk beyliğidir. Erzurum ve civarında kurulan Saltuklular Beyliğinin kurucusu; Anadolu’nun Türkleşmesine zemin hazırlayan Malazgirt zaferinin kazanılmasında önemli bir rol oynayan Emir Saltuk’tur. Sultan Alparslan’ın 1071 yılındaki Malazgirt zaferinden sonra, Bizans İmparatoru 4. Romanos Dİogenes’ in ölümüyle iki komutan arasındaki anlaşma şartları yerine getirilmemiştir. Bunun üzerine Sultan Alparslan, Anadolu’daki fetihlere devam emrini vermiştir. İşte, Emir Saltuk da bu vesileyle Erzurum ve civarını fethederek, Saltuklular Beyliğini kurmuştur. Emir Saltuk’un ölümünden sonra, yerine oğlu Emir Ali geçmiştir. Emir Ali’nin ölümünden sonra da kardeşi Ziyaüddün Gazi, Saltuklular Beyliğinin başına geçmiştir. 1131 yılında bölgeyi işgal eden Gürcüleri büyük bir bozguna uğratan Ziyaüddin Gazi’nin ölümü ile beyliğin başına, yeğeni 2. İzzeddin Saltuk geçmiştir. İzzeddin Saltuk zamanında Saltuklu Beyliği ;Tercan’dan başlayıp Tahirgediğine kadar uzanan; Erzurum, Bayburt, Avnik, Micingert, İspir, Oltu gibi yerleşim birimlerini içine alıyordu. 1168 yılında İzzet Saltuk Beyin ölümüyle yerine oğlu Nasuriddin Muhammet geçmiş ve Irak Selçuklu Sultanına tabi olmuştur. Gürcülerle yaptığı şiddetli çatışmalarda Erzurum kentini savunan Nasuriddin Muhammed’in ölümüyle beyliğin başına, 1191 yılında kız kardeşi Mama Hatun geçmiştir. Mama Hatun, Selahattin Eyyubi’nin yeğeni Takiyiddin Ömer’in Malazgirt kalesini kuşattığı ve Ahlat ülkesini ele geçirdiği zaman, askerleriyle ona yardım etmiştir. Mama Hatun’un tahttan indirilmesiyle Melikşah tahta geçmiştir. 25 Mayıs 1202’de Süleyman Şah, Erzurum önlerine gelmiş ve Melikşah’ı esir ederek, Saltuklular Devletini sona erdirmiştir.
Saltuklulara başkentlik yapmış Erzurum kenti ve çevresi Neolitik çağdan beri yerleşmelere sahne olmuştur. Bu alanda; Huriler, Asurlular, Urartular ve Romalılar yaşamışlardır. 5. Asırda Bizans imparatorlarından 2. Theodosius tarafından ilk kale inşa edilmiş ve Theodosiopolis ismiyle bir kasaba kurulmuştur. İç kaleyi çeviren surlar üzerinde Erzincan, Tebriz ve Gürcü adı verilen üç kapı vardır. Bu kasaba 11. asır ortalarında Erzurum ovasının batı ucundaki Erzen şehrinin, Selçukluların eline geçmesiyle, bu şehir halkı Theodosiopolis’e göç etmiştir. Böylece Theodosipolis’in ismi, Erzen’e dönüşmüştür. Daha sonra ise kente, Roma Erzeni anlamına gelen Erzen-El-Rom adı verilmiş ve zamanla bu isim Erzurum adına dönüşmüştür.
Saltuklular Devletinin başkenti Erzurum, diğer Anadolu kentleri gibi ekonomik ve ticari açıdan oldukça önemli bir kenttir. Erzurum, Akdeniz limanlarından ve Suriye’den yola çıkıp; Konya, Kayseri, Sivas ve Erzincan yoluyla Azerbaycan’a ,İran’a giden ve oradan da Türkistan’dan Erzurum’a gelip, aynı yoldan Akdeniz ve Trabzon limanlarına ulaşan yol güzergahında yer alıyordu. Bu tarihi ticaret yolu üzerinde bulunan Erzurum’da, ekonomik hayat oldukça canlıydı. Ayrıca, bölgede hayvancılıkta çok gelişmişti.
Saltuklu beyleri zamanında kültür, sanat ve mimari büyük bir gelişme göstermişti. Kitabelerden anlaşıldığına göre; Ziyaeddin Gazi Erzurum’da Kale camii ve tepsi minareyi inşa ettirmişti. Nasıreddin Muhammet ise Ulu Camiyi inşa ettirmiştir. Erzurum’da üç kümbetler ismiyle bilinen türbelerden biri İzzeddin Saltuk’a aittir. Bu türbenin yanında bir de zaviye vardır. Erzurum-Kars arasında ise Micingert köyünde Saltuklulara ait Micingert Kalesi vardır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli kentlerinden olan Erzurum, bugün de tarihi ve kültürel önemiyle dikkat çeken bir kenttir. Çok eski bir yerleşim merkezi olan Erzurum; batıda İstanbul, güneybatıda Harput, doğuda Kars, kuzeyde Tortum veya Ardahan kapılarıyla dışarıya açılan bir kenttir. 1071 yılında Malazgirt zaferiyle Türklerin eline geçen Erzurum, Osmanlı Devletinin padişahlarından Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı yönetim teşkilatında aynı adı taşıyan beylerbeyliğinin merkezi olan Erzurum kentinde bulunan kale birçok tahribatlara uğramış, Kanuni Sultan Süleyman, 1552’de kenti onartmıştır. 1828 yılında Erzurum, Rus işgaline uğramış ve 1853 Kırım savaşı ve daha sonraki savaşlarda da kent tahrip edilmiştir.
1828 ve 1877 yıllarındaki Rus işgallerinin neticesinde, yüz otuz bin olan Erzurum’un nüfusu on beş bine kadar düşmüştür. 1877 ile 1878 yılları arasında meydana gelen doksan üç harbi sırasında yedi ay işgal altında kalmıştır. Erzurum, Türkiye cumhuriyetinin ilk nüfus sayımında otuzbin sekizyüz nüfusa sahipti.
Köklü bir geçmişe sahip olan Erzurum’un tarihi ve turistik yerleri şunlardır: Çifte Minareli Medrese Tebriz kapı civarında 1253 yılında inşa edilmiştir. İlhanlı dönemi eseri olan Çifte Minareli Medrese, Anadolu’nun en büyük medresesidir. Minareleri ayrı renk ve desende çinilerle kaplı ve 26 metre yüksekliktedir. Çifte Minareli Medresenin ortasında 720 metrekarelik bir eyvan vardır ve bunun da çevresinde iki katlı 37 derslik bulunmaktadır.
Saltuk Emiri Alp Tuğrul tarafından 1174 yılında İçkale bitişiğinde kale içindeki mescidin minaresi gözetleme kulesi olarak kullanıldığı gibi, 1856 yılında saat konularak Saat Kulesi olarak adlandırılmıştır. 21 metre boyunda kesme taştan inşa edilmiştir.
Saltuklu Beyliği döneminde, 2200 metre karelik alanda 1179 tarihinde inşa edilen Ulu Cami ile 1310 yılında İlhanlılar döneminde, üzeri çinilerle kaplı olarak inşa edilen Yakutiye Medresesi kentin önemli tarihi eserlerindendir. Ayrıca, Mimar Sinan’ın eseri Lala Paşa camii, Selçuklulardan kalma Hatuniye Medresesi ve Erzurum’un ticaret merkezi Taşhan olarak bilinen yapılar kentin önemli tarihi mekanlarıdır.
Kentin kuzeydoğusundan Kop Dağı sırtları üzerinde, 1877 Rus işgaline karşı kahramanca çarpışan ve şehit düşen Türk Askerlerinin anısına inşa edilen Aziziye Anıtı ile 23 Temmuz 1919’da Erzurum kongresinin hatırasına inşa edilmiş Atatürk Anıtı, kentin öne çıkan anıtsal eserleridir.
Ayrıca Erzurumda bir çok cami, hamam, bedesten, kümbet ve tabyalar bulunmaktadır. Harem kale, Oltu ve İspir kaleleri diğer tarihi eserlerdir.
KAYNAKÇA
1. İbrahim Atalay, Kenan Mortan, Türkiye Bölgesel Coğrafyası, 1997.
2. Ersin Güngördü, Türkiye Turizm Coğrafyası, 1995.
3. İbrahim Kafesoğlu, Hakkı Dursun Yıldız, Erdoğan Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, 1999.
4. Osman Turan, Doğu Anadolu Türk Devletleri Tarihi, 2004.
5. Erdoğan Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi, 2000.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder