`Yerli` yatırımcı kızılderililer pazarı keşfetti
Her şey, Prof. Dr. Türker Özdoğan`ın Türkler ile kızılderililerin aynı ırktan geldiklerine dair `efsane`yi araştırması ve sonrasında yaşanan bir dizi tesadüfle başladı.MAKSAT HEM ZİYARET HEM TİCARET..
Her şey, Prof. Dr. Türker Özdoğan`ın Türkler ile kızılderililerin aynı ırktan geldiklerine dair `efsane`yi araştırması ve sonrasında yaşanan bir dizi tesadüfle başladı. Kızılderililerin ilk kez yurtdışına çıkmasına ve Türkler ile kızılderililer arasında kültürel köprülerin kurulmasına kadar uzanan ve geçtiğimiz hafta birçok gazetenin sayfasını renklendiren bu tesadüfler zincirinin bir parçası olan Yalova`daki `11. Türk Boyları Kültür Şöleni`nin gözlerden kaçan bir de perde arkası vardı. Bu buluşma Türk iş dünyasına da yeni iş fırsatlarının kapısını araladı.
`Türk soyundan geliyoruz. Burada Amerika`daki akrabalarımızdan bile daha sıcak karşıladılar. Çok duygulandık. Bu ilişkilerimizi arttırmak ve ticari ortaklıklarla kurumsal hale getirmek istiyoruz. Oluşan bu süreci çocuklarımıza da taşımalıyız. Bunun en güzel yolu bu güzel ilişkileri, ticari anlaşmalarla kurumsal hale getirmek` diyen Kızılderili Oneida kabilesi lideri Brian Paterson, birçok firma ile ikili görüşmeler yaptıklarını söylüyor. Sarar, Güngör Plastik bu firmalardan sadece ikisi. Sarar ile bayilik ve özel tasarımlar için masaya oturan Kızılderililer, Kapalıçarşı başta olmak üzere bir çok yerden otantik kilimler aldı. Güngör Plastik`in fabrikasını gezerek iş modellerini görüştü.
Kızılderililere Türkiye`de ev sahipliği yapan Türker Özdoğan, `Buraya Türkiye`deki akrabalarını görme mutluluğu ile geldiler. İlişkiler kültür, eğitim, ticaret ayaklarına kurulacak ve gelişecek` diyor. Amerika`nın turizme en elverişli bölgelerinde Kızılderililerin yaşadığına dikkat çeken Özdoğan, `Önümüzdeki süreçte turizm alanında da işbirliği yapmayı düşünüyorlar` diye konuşuyor.
Atatürk`ün de çalışmaları var
Kim derdi ki; `Kızılderililer Türk soyundan gelir` efsanesi bir gün Kızılderililer tarafından kabul edilecek... `Türkler`e, akrabalarımızı ziyarete gidiyoruz diyerek`, Türkiye`ye ziyarete gelecekler ve `Burada Amerika`daki akrabalarımızdan bile daha sıcak karşılandık. Bu mutluluğu çocuklarımıza da yaşatmalıyız` diyecekler... Hatta`İlişkilerimiz sürekli olmalı` diyerek Türkiye`de birçok ticari anlaşmaya imza atacak, üniversitelerarası öğrenci değişim programını uygulamaya koymak için kolları sıvayacaklar...
Kızılderililer ile yaşanan bu sıcak gelişmeler, hayli ilginç tesadüflere dayanıyor. 1970 yılında Amerika`ya master öğrencisi olarak giden Prof. Türker Özdoğan, kızılderililer ile Türkler`in akraba olduğuna inanıyor. Atatürk`ün bu konuda çalışmaları olduğunu belirten Özdoğan, kendisinin de işin başından beri çalışmalarını Atatürk`ün bu fikirlerine dayandırdığını söylüyor. Kızılderililerle Türkler`in ortak özellikleriyle ilgili bilgi veren Özdoğan, `Örneğin hava, su gibi temel kelimelerimiz aynı kökenden. Kilim, seramik motiflerimiz neredeyse aynı. Dini inançları şamanizmle birebir` diyor.
Özdemir, 1995 yılında bir sergi açarak, Türkler ile Kızılderililerin ortak kullandığı figürlere de sergide yer vermiş. Bu figürlerin sergiyi ziyaret eden Amerikalı bir antropologun dikkatini çektiğini anlatan Özdoğan, hikayenin gerisini şöyle anlatıyor:
`Bunun normal olduğunu anlatıp, Türkler ile Kızılderililerin aynı soydan geldiğine dair fikirlerimi paylaştığımda, kendisi şaşırdı ve istediğim takdirde beni Kızılderili kabile reisi ile tanıştırabileceğini söyledi. Kabile reisi ile tanışmak için toplantıya gittik. Reis gecikti, geciktikçe benim heyecanım arttı. Gece reis geldi. Bir baktım ki benim üniversiteden arkadaşım Frank. Frankla üniversitede okurken oda arkadaşlığı yaptık ama Kızılderili olduğunu bilmiyordum.`
Kilimleri artık Türkiye`den
Kızılderililerin `Türk Boyları Şöleni`ne katılmak için ilk kez yurtdışına çıkmalarını sağlayan Türker Özdoğan, `Bu onlar için ve bizim için çok büyük bir olay. Kendileri Türkiye`de akrabalarını tanıma fırsatı yakaladıklarını düşünüyor. Türkiye`de çok mutlu oldular. Burada gördükleri dostluğu Amerika`da dahi görmediklerini anlatıyorlar` diyor.
Kızılderililer Türkiye`de sadece kültürel ilişkilerde de bulunmamış. 15 günlük Türkiye seyahati sırasında Türk firmalarla ilk ticari anlaşmalar için imzalar bile atılmış.
Amerika`da casino işletmeciliğinden ticarete kadar birçok alanda büyük paralar kazanan Oneida Kızılderilileri, Türkiye`de özellikle tekstil, plastik ve kilim gibi ürünlere yoğun ilgi göstermiş.
Amerika`da Kızılderili kilimleri yoğun rağbet görüyor. Türk kilimlerinin Kızılderili kilimlerine çok benzediğini anlatan Özdoğan, `Kızılderili kilimleri, Amerika`da buradaki fiyatın 10 katı. Bu nedenle kilimleri artık buradan almak istiyorlar. Bu gelişimizde büyük alımlar yaptılar. Yeni alımlar için tekrar gelecekler` diyor.
Vücut yapıları benziyor
Kızılderililerin seyahati sırasında onları karşılayan ve geziye sponsorluk desteği veren Sarar Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar da, `Amerika`da zaten temsilciliğimiz vardı. Bu görüşmelerle Kızılderililere mal satmaya başlayacağız. Bayilik de istiyorlar. Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor` diyen Sarar, Kızılderililerle Türkler`in vücut yapılarının birbirine çok benzediğini belirterek, `Bu nedenle bizim ürünlerimizi çok seviyorlar. Hatta onlar için bazı özel elbiseler de dikiyoruz` diyor.
Kızılderililerin Amerika`da plastik fabrikaları da bulunuyor. Güngör Plastik`in sahibi Yavuz Güngör de, kendisini ziyarete gelen Kızılderilileri fabrikasını gezdirmiş. Bu gezinin kültürel bir gezi olduğunun altını çizen Güngör, `Şu anda biz onları ağırlıyoruz, ileride münasebetler devam ederse ticaret yapabiliriz` diye anlatıyor.
Öğrenci değişim programları başlayacak
Yaklaşık 2 haftadır Türkiye`de bulunan Kızılderili Oneida kabilesi lideri Brian Paterson ise, Türkiye`yi çok sevdiklerini vurgulayarak, kurulan bu diyalog köprüsünden çok memnun olduklarını anlatıyor. Paterson, `Oluşan bu süreci çocuklarımıza da taşımalıyız. Bunun en güzel yolu bu güzel ilişkileri, ticari anlaşmalarla kurumsal hale getirmek` diye konuşuyor.
Amerika`da kendilerine ait üniversiteleri bulunan kızılderililerle, eğitim alanında da işbirliği gündemde. Bu üniversitelerle Türkiye`deki üniversiteler arasında öğrenci değişim programları yapılması için şimdiden çalışmalara başlanmış bile.
Yakın bir zamanda öğrenci değişimi ile Kızılderili okullarında Türk öğrencileri, Türk okullarında da kızılderili öğrencileri görmek mümkün olacak.
`Gelişen bu ilişkileri çocuklarımıza da aktarmak istiyoruz` diyen Brian Paterson, bunun için öğrenci değişim programının büyük bir adım olacağını vurguluyor.
DNA`lar birebir uyuyor
Kızılderililerin ve Türkler`in akrabalık ilişkileri, antropologlar ve genetik bilimciler tarafından uzun süredir araştırılıyor. Dönem dönem Türkiye`nin gündemine giren bu konu, son olarak 2008 yılı başında Türk doktor Levent Bozatlı`nın DNA`sının Oneida Kızılderilileri ile aynı olması haberi üzerine girdi.
26 Ocak 2008`de İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından New York Türk Evi`nde, `Türkler ile Kızılderililer Arasında Ortak Bağlar` konulu bir toplantı düzenlenmişti. Toplantıya, George Washington Üniversitesi`nden Prof. Dr. Türker Özdoğan, Georgetown Üniversitesi Antropoloji Bölümü`nden Marjorie Mandelstam Balzer, Michigan Üniversitesi`nden Timur Kocaoğlu gibi akademisyenler ve Kuzey Amerika Kızılderilileri Başkanı Brian Paterson gibi konuyla ilgilenen uzmanlar katılmıştı.
Bering Boğazı`ndan geçtiler
Türker Özdoğan gibi bazı bilimadamları, Sibirya`da yaşayan Uygur asıllı Türk grupları MS 1233`te Bering Boğazı`ndan göçerek Anadolu`nun yanı sıra, Amerika Kıtası`na gittiğini söylüyor. Daha önce bu teori dillendirilse de ispatlı DNA ve Y kromozomu çakışmasından sonra ciddiyet kazanmış. Amerikan Türk Dernekleri de bu akrabalık bağlarını kültürel ilişkiyi araştırma boyutlarına taşımış.
Optimal Sağlık Kliniği`nin kurucularından Levent Bozatlı, kendine ait sonucun anti aging testleri sayesinde tesadüfen ortaya çıktığını söylüyor. Levent Bozatlı, eşi Hande Bozatlı ile birlikte 7-8 yıl önce Oxford Ancestors Laboratories`de çeşitli testlerin yanısıra gen hastalıklarını bilmek amacıyla DNA`larına da baktırmışlar. Eşinin DNA yapısı Anadolu iken, Levent Bozatlı`nın DNA`sı orijini Sibirya ve Bering olan Djigonasee klanı çıkmış. Ancak bu konunun üzerinde durmamışlar. Ama ocak ayında ABD`de yapılan Amerikan yerlileri ve Türkler`in ortak bağları toplantısında, Levent Bozatlı`nın DNA belgesi istenmiş ve Bozatlı toplantıya çağrılmış. Toplantıyı düzenleyen IUMEZUSA Derneği için belgenin önemi, DNA ortaklığı konusunda ellerindeki bilimsel olan ilk belge olmasıymış.
`Kızılderililer Türktür` deme iddiamız yok
Kızılderili misafirlere Türkiye`de ev sahipliği yapan Hande Bozatlı ise, `11. Türk Boyları Kültür Şöleni`ne Kızılderililerin davet edilmesiyle ilgili olarak, `Tarihte bir zamanda, biz aynı etnik kökende insanlar birbirimize `hoşçakal` diyerek, diğer bölgelere göçmüş ve başka orijinli insanlarla karışmışız. Burada amaç Kızılderililerin Türk olduğunu iddia etmek değil, ancak Sibirya bölgesinden gelen Türkler, bazı Kızılderili gruplarıyla aynı kökenden. Bu tür toplantıların faydası 2 toplum arasında sosyal, kültürel ilişkinin artırılmasıdır` diyor.
ABD vatandaşlığından çekildiler
Bugün ABD`de, hükümet tarafından resmen tanınan 554 Kızılderili kabilesi bulunuyor. 1952 yılına kadar `Rezervasyon` denilen toplama kamplarında yaşamaya zorlanan Kızılderililerin, bugün yaklaşık yüzde 85`i rezervasyonların dışında çıkmış. Artık Amerika`da her büyük kentin kendi Kızılderili toplumları bulunuyor. 2007 yılının aralık ayında, en önemli Kızılderili kabilelerinden biri olan Lakota Siyuları, ABD vatandaşlığından çekildiklerini ve kendi devletlerini kuracaklarını ilan etmişti. Toprakları 5 ayrı ABD eyaletinin sınırları içerisinde olan Lakotalar`ın bu girişiminin sonuçları henüz kesinleşmemekle birlikte, Kızılderililerin büyük soykırımdan bu yana ilk bağımsızlık girişimleri olarak tarihe geçti.
Siyasi güçleri fazla
ABD`de Kızılderililer genellikle kumarhane işletiyor ve benzin istasyonu çalıştırıyor. Kabile sistemi olduğu için önemli bir siyasi güçleri var. Hatta ABD`de Demokrat Parti adayları Obama ve Hillary Clinton arasındaki çekişmede, Kızılderili oylarının Obama`yı öne çıkardığı iddia ediliyor. Kızılderililer, ekonomik olarak birbirleri ile ticaret yapmayı tercih ediyor. Kızılderililer son zamanlarda spora da ilgi duymaya başlamış. Amerikan Bayanlar Ulusal Basketbol Birliği`nde (WNBA) tek bağımsız takım, sahibi bir Kızılderili kabilesi olan Mohegan Sun. Connecticut eyaletindeki Mohegan Kabilesi 2003`te Orlando Miracle kulübünü satın aldı ve artık maçlarını Mohegan Sun adlı devasa Casino ve eğlence kompleksindeki salonda oynamaya başladı. O tarihten önce WNBA`deki bütün takımlar bir NBA kulübüne aitti.
ABD`de yok olan kabilelerin ürünlerde yaşayan isimleri
- Cherokee: Chrysler tarafından üretilen bir Jip.
- Apache: ABD Hava Kuvvetleri tarafından üretilen bir helikopter markası ve ayrıca bilgisayar donanım ürünleri üreten bir marka, bir server ismi.
- Comanche: ABD Hava Kuvvetleri tarafından üretilen bir helikopter markası, Chrysler`in ürettiği bir kamyonet modeli.
- Chevrolet: Dünyanın önde gelen otomobil üreticilerinden bir ABD firması.
- Corvette: Chevrolet markasının spor modeli.
- Pontiac(Ünlü Kızılderili Şefi): 80`li yılların ABD kaynaklı en meşhur spor araba markalarından biri.
- Chayanne: Porsche`nin ilk kez ürettiği Jip`e verdiği isim.
- Fox: ABD`de bir TV kanalı.
- Kentucky: Kökeni, Iroquois Kızılderilileri`nin kullandıkları dilde `ken-tah-ten` sözcüğünden gelen ve `Yarının Ülkesi` anlamına gelen kelime. Aynı zamanda tüm dünyaya yayılmış Kentucky Fried Chicken restoranlar zincirinin ismi. Mehmet Nayır-Referans http://www.
------------------------------
Ekinazyanın, bağışıklık sistemini güçlendirici, soğuk algınlığı ve gribe karşı koruyucu ve iyileşmeyi hızlandırıcı etkileri bulunuyor.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü araştırma görevlisi Dr. Oya Kaçar, Türkiye'de bitkisel ilaç pazarının büyük bölümünün ithal ürünlerden meydana geldiğini, bu ürünler arasında da ekinazya preparatlarının önemli bir yeri bulunduğunu ifade etti.
GRİBE, SOĞUK ALGINLIĞINA İYİ GELİYOR
Ekinazyanın genel anlamda bağışıklık sistemini güçlendirici, soğuk algınlığı ve gribe karşı koruyucu, iyileşmeyi hızlandırıcı olarak kullanıldığını anlatan Kaçar, şunları kaydetti:
'Bu amaçla tablet, kapsül, soft jel, gliserin ve alkol extraktı (özütü), tinktür, merhem, toz ve sprey halinde pazarlanmaktadır. Ekinazya bitki türleri Amerika yerlileri tarafından yüzyıllardan beri diş ağrısı, boğaz ağrısı, soğuk algınlığı, kuduz, yılan sokması, yara ve yanıklara karşı kullanılmıştır. Ekinazyanın en fazla üretiminin yapıldığı yer Kuzey Amerika olup Kuzeybatı Pasifik, Orta ve Batı Kanada yeni üretim yerleri olarak önem taşımaktadır.'
Kaçar, bitkinin tıbbi bitki olarak değerlendirilen kısmının kökleri olduğuna dikkati çekerek, köklerdeki bazı bileşenlerin aynı zamanda az da olsa yaprak, gövde ve çiçekte de bulunduğunun yapılan kalite çalışmalarıyla belirlendiğini ve bitkinin toprak üstü aksamının bitkisel çay olarak kullanıldığını vurguladı.
SÜS BİTKİSİ OLARAKTA KULLANILIYOR
Ekinazyadan elde edilen ürünlerin sadece kapsül, tablet, extrakt ve çay olarak değil, aynı zamanda gıda bütünleyici veya fonksiyonel gıda olarak da tüketildiğini belirten Kaçar, bu özellikleriyle birlikte ekinazya türlerinin gösterişli ve büyük çiçekleri olması nedeniyle süs bitkisi olarak da kullanıldığına işaret etti.
7 İLDE ÇALIŞMA YAPILIYOR
Kaçar, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Yüksel Kan rehberliğinde yürütülen bir Devlet Pilanlama Teşkilatı (DPT) Projesi kapsamında, ekinazyanın hem yetiştiriciliği hem de endüstriyel kullanımı ile ilgili çalışma başlatıldığını ve bu çalışmanın bir ayağının UÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü'nde yapıldığını kaydederek, şöyle devam etti:
'Bu projeyle bitkinin yetiştirme teknikleri, tarımında izlenecek yollar, yapılması gerekli kültürel uygulamalar ve zamanları belirlenecektir. Bursa'yla birlikte 7 ilde daha yürütülen projede, bu bitkinin farklı ekolojilere sahip illerde yetiştiriciliği yapılmakta, böylelikle ekinazyanın Türkiye'de kültürünün yaygınlaştırılması ve ilaç sanayinde değerlendirilmesi sağlanarak ekonomimize kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu projeyle ülkemizin tarımına yeni bir alternatif ürün daha girmiş olacak ve daha da önemlisi bir sanayi ham maddesi bitkisinin kültürü yapılmaya başlanacaktır.'
New York Türkevi`nde düzenlenen "Türkler ile Kızılderililer Arasında Ortak Bağlar" konulu panelde, yıllardır iddia edildiği gibi "Türkler ile Kızılderililer arasında tarihsel köklere dayalı bir ilişki var mı?" sorusunun yanıtı arandı. Türk ve Kızılderililer`in müziklerinin de seslendirildiği panelde ortaya ilginç iddialar ortaya atıldı.
New York Türkevi`nde İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından düzenlenen panele konuşmacı olarak ABD İçişleri Bakanlığı Doğu Bölgesi Kızılderilileri Başkanı Frank Keel, Kuzey Amerika Birleşik Kızılderililer Kabilesi ve Oneida Kabilesi Başkanı Brian Paterson, Michigan Devlet Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof.Dr. Timur Kocaoğlu, Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Türker Özdoğan, Georgetown Üniversitesi Antropoloji ve Arkeoloji bölümü öğretim üyesi ve editörlerinden Prof. Dr. Marjorie Mandelstam Balzer ve Arizona Devlet Üniversitesi Kızılderililer Araştırma Komitesi Kurucu Üyesi Prof. Dr. Lujan Carol konuşmacı olarak katıldı. Panele çok sayıda izleyicinin yanında, New York Başkonsolosu Mehmet Samsar, BM Daimi Temsilci Yardımcısı Fazlı Çorman, TADF Başkanı Kaya Boztepe de katıldı.
Panelde, Türkler ile Kızılderililer arasında tarihsel bağlar, alışkanlıklar ve benzerlikler tartışıldı. Kızılderililerin, Amerika kıtasına Orta Asya`dan göç ettiği ve köklerinin Orta Asya Türklerine dayandığı iddiaları konusunda öne sürülen çeşitli görüşlere yer verildi. Kullanılan ortak kelimelerden örnekler verildi.
TÜRK DOKTOR`UN GENLERİ KIZILDERİLİ GENLERİ İLE AYNI ÇIKINCA BÜYÜK REİS ŞOKE OLDU
DNA çalışmalarıyla bilinen Dr.Levent Bozatlı da panele İstanbul`dan telefon bağlantısı ile katıldı. Dr. Bozatlı, İngiltere`nin ünlü Oxford Üniversitesi Genetik Bilimleri bölümünde yaptırmış olduğu DNA analizine göre, köklerinin ABD`deki en büyük Kızılderili kabilelerinden biri olan Onedia kabilesi ile aynı olan Djigonasse klanına ait genler olduğunu açıklaması, başta Onedia Kabilesi Başkanı Brian Paterson olmak üzere panelist ve izleyeciler arasında şok etkisi yarattı.
Cep telefonu ile yapılan canlı bağlantı ile panele sürpriz konuk olarak katılan Dr. Bozatlı, Onedia kabilesi başkanı Paterson, panelist ve izleyicilere hitaben yaptığı konuşmada, şunları söyledi :
"Sizlerle görüşmeyi ve bu toplantıya katılmayı içtenlikle arzulamamıza rağmen bazı şanssızlıklar nedeniyle bu yolculuğumuzu iptal etmek zorunda kaldık. Ben Dr. Levent Bozatlı ve eşim Hande Bozatlı, İngiltere`de Oxford Üniversitesi Ancestors Labaratuarında DNA analizimizi yaptırdık. Eşimin DNA`sı Avrupa orijinali çıkarken benim DNA Djigonasee klanına ait geldi. İlk başta şaşırdım ancak bakıldığında Türkler ve Kızılderililerin yaşantılarındaki benzerliklerini görmemek mümkün değil. Biz, Djigonasee klanının Kuzey Doğu Asya`dan başlayan yaşamı, şimdi iki farklı coğrafyada, yani Anadolu Asya ve Amerika`da devam ediyor. Tarihte bir zamanda, biz aynı etnik kökende insanlar birbirimize hoşcakal diyerek, diğer bölgelere göçmüş ve başka orijinli insanlarla karışmışız."
BÜYÜK REİS PATERSON : TÜRKLER AMERİKA`DAN GÖÇ ETTİ
ABD`de önde gelen Kızılderili liderlerden, Amerika Birleşik Kızılderililer Kabilesi ve Oneida Kabilesi Başkanı Brian Paterson`da panelde yaptığı konuşmada Türkler ile Kızılderililer arasında şaşırtıcı benzerliklerden söz etti. ABD`deki Kızılderililerin geçmişte çok büyük sıkıntılar çektiğini belirten Paterson modern yaşantıya kültürlerini de koruyarak hızla ayak uydurdukalrını söyledi. Paterson, Türkleri kardeş ve aynı aileden gördüklerini de vurguladı ve Türkler belki de buradan bu topraklardan göç etmiştir diye konuştu. Paterson, Biz de nereden geldiğimiz konusunda bazı gerçekleri bilmiyoruz ve bunu öğrenmeyi çok istiyoruz. Bu konuda daha fazla bilimsel çalışmaların yapılması gerekiyor" diye konuştu.
PROF. TÜRKER ÖZDOĞAN: KONUYLA İLGİLİ BİLİMSEL ÇALIŞMALAR ARTTIRILMALI
Panelin ardından tartışmaları değerlendiren Georgetown Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Türker Özdoğan, konuyla ilgili bilimsel çalışmalara hız verilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Özdoğan, "Kızılderililerin öncelikle Sibirya`dan geldikleri iddialarına karşı özellikle son yıllarda ortaya çıkan yeni DNA testleriyle Türkler ile Kızılderililer arasındaki bağlar net şekilde ortaya çıktı. Atatürk de bu konuyla oldukça yakın olarak ilgileniyordu Kızılderililer ve Türkler arasında pek çok yakınlık var" diye konuştu.
BALZER: TÜM KIZILDERİLİLER TÜRK KÖKENLİ DEĞİL
Panelde tüm Kızılderilerin Türk kökenli olmayacağını iddia eden Georgetown Üniversitesi Sosyoloji-Antropoloji Bölümü öğretim üyesi ve editörlerinden Prof. Dr. Marjorie Mandelstam Balzer, panel sonunda görüş değiştirdi. Prof. Dr. Balzer paneldeki konuşmasında tüm Kızılderililerin Türk kökenli olduğunu söylemenin yanlış olacağını, ancak bazı kabilelerle arada büyük benzerlikler olduğunu söyledi. Panel sonrasında ise yaşanan gelişmeler üzerine konuşan Prof. Dr. Balzer, "Ben iyi gözlemleyen bir antropolojistim, ilk kez iki halkı bu kadar yakından birlikte inceleme şansı bulabildim, şimdi diyebibilirm ki Kızılderililerin büyük bir çoğunluğu Türk kökenli, bu gece inanılmaz bir kaynaşma vardı aralarında, sanki yıllardan beri birlikte yaşayan halktan kişiler gibi davrandılar birbirlerine" diye konuştu.
İÜMEZUSA BAŞKANI ÇINAR: HEDEFİMİZE ULAŞTIK
Paneli organize eden İstanbul Üniversitesi Mezunlar Derneği Başkanı Ali Çınar da panelin ardından "Türkler mi Kızılderililierden geldi yoksa Kızılderililer mi Türklerden" tartışmalarını değerlendirdi. Çınar, ilk başta Türk toplumuna, ABD`de yaşayan her türlü etnik guruptan desteği sağlamayı amaçladıklarını ve bu nedenle de hedeflerini ulaştıklarını söyledi. Panele üç ayrı kızılderili kökenli Amerikalı senatörden kutlama geldiğini belirten Çınar, bunun çok iyi bir gelişme olduğunu belirterek "Biz görevimizi yaptık, ilk kez ABD`de böyle bir tartışmayı ortaya attık, Türkiye`den canlı telefon bağlantısı sırasında Onedia Kabilesi Başkanı Paterson duydukları karşısında adeta şoke oldu, Türkler ile kızılderililer arasında mutlak bağlantılar var bu konuda daha da fazla çalışmak gerekiyor" dedi.
KIZILDERİLİ MÜZİĞİNİN GELECEĞİ OLACAĞI İDDİA EDİLEN TÜRK ÇOCUK EVREN OZAN KONSER VERDİ
ABD`de, otoriteler tarafından Kızılderili müziğinin geleceği olduğu iddia edilen 14 yaşındaki Evren Ozan da panel sonrasında flüt ile verdiği konserle Kızılderili müziğinden örnekler sundu. Ozan, annesinin Amerikalı ve babasının bir Türk olduğunu belirterek, "Biz Kaliforniya`da yaşıyoruz babam ise Boston`da sık sık babamı görüyorum ve tabiki ondan bazı Türkçe kelimeler öğrendim, en büyük ideallerimden biri de Türkiye`yi görmek ve orada konser vermek" dedi. Türk baba ile Kızılderili bir annenin çocuğu olan 14 yaşındaki Evren Ozan 6 yaşında başladığı müzik kariyeririnde kendisini, Kızılderili müziğinin kurtarıcısı olarak ilan ediilmesini abartılı olarak bulduğunu söylüyor. Başarılı müzisyenin ABD`de piyasaya çıkarttığı albümleri ise satış rekorları kırıyor. Ozan, en son albümünü Türkevinde panele katılanlara tanıtıp bol imza dağıttı ve hayranları ile resim çektirdi. Kızılderililer ve Türkler arasındaki bağlantının tartışıldığı paneli ilgi ile izlediğini belirten Ozan, "Mutlaka bir bağlantı var, ben buna kesinlikle inanıyorum" diye konuştu.
TÜRKEVİ`NDE KIZILDERİLİ DANSLARI SERGİLENDİ
Panelden sonra Kırgız asıllı müzisyen İlhan Sami Özulu, Orta Asya şarkıları söyledi, Kızılderililer ve Türkler ise müziğe dansları ile eşlik ettiler. Gecenin sonunda ise Brooklyn Redhawk Kızılderilileri geleneksel danslarınını tanıtıp, Türkevinde Kızılderili danslarını sergilediler. Kızılderili dansçılar, Türkleri ABD`de yapılan Kızılderili etkinliklerinde yer almaya da davet ettiler.
(ANKA)
------------------------------ Türk dünyası Yalova'da buluştu ..http://www.yenicaggazetesi. |
Yalova Folklor Eğitim Merkezi tarafından bu yıl 11’incisi düzenlenen Türk Boyları Kültür Şöleni’ne 25 ülke katıldı. 11. Türk Boyları Kültür Şöleni Yalova’da düzenlenen kortejle başladı. İstanbul Caddesi’ndeki kortej yürüyüşüyle başlayan şölende, ekipler kıyafet ve danslarıyla vatandaşlardan büyük ilgi gördü. Yalova Folklor Eğitim Merkezi (YAFEM) tarafından organize edilen şölene 25 ülkeden 700 folklorcu katılırken, en büyük ilgiyi ise kökenlerinin Türk olduğunu söyleyen Kızılderililer çekti.
EK DOSYALARI İZLEYİNİZ .. |
TÜRKLERDEN KIZILDERİLİLERE ..
Attachment(s) from Mustafakose198@mynet.com
6 of 6 Photo(s)
2 of 2 File(s)
Messages in this topic (1) Reply (via web post) | Start a new to
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder