Bu yazının telif hakkı Sürmene Kaymakamı Eyüp Sabri Kartal'a ait olup kaynak belirtilmeden alıntılanamaz.
"Yörük" mü "Yürük" mü? Hangi kullanım şekli doğrudur?
Malum Türkçede; "nomad" anlamına hem "yörük" hem "yürük" kullanımı vardır.
Peki bunlardan hangi kullanım şekli en doğrusudur?
Şimdi sözlükleri inceleyelim.
Ermeni Asıllı Sevan NİŞANYANA göre ise yörük olmak, kötü olmak demektir.
Aslında hazret Türklüğe dolaylı hakaret olan ve kaynak gösteremeyeceği bu ilk buluşu için hazret yörük demek Türk olmak demek olduğundan büyük bir buluş veya yafta yaparak hayret bir şekilde yörük = "berduş " diyebilmektedir.
http://www.nisanyansozluk.com/search.asp?w=y%F6r%FCk
Nişanyanı bizim en ala dilcilere değişmem. Ama onun kaynaksız berduş anlamını yüklemesine bir yörük olarak elbette kabul edemem. Şunu unutmamak lazım Türk kelimesi 1911 e kadar ki eski ingilizce sözlük ve ansiklopedilerde güzel yakışıklı asil ırk anlamları genç taze anlamları veriliken sonraları ahmak , idiot vb anlamlar verilmeye çalışılıyor. Nişanyan bana kaynak gösteremezse bu memlekete ve yörüklerin her birine özür borcu olacak.Berduş'un etimolojik anlamından çok ıstılahi anlamı daha önemlidir. Niyet okumuyorum. Sadece ilk kez, sözlükte yörük için berduş diyor. Niyet okumuyorum, tam aksine onun yazdığını yazıyorum. "Etrak-ı bi-idrak" ;"İdraksız Türkler" demek olup Osmani kültürde tevazuu (kendini alçaltma) vardır. Netekim Osmani'ler Kayılar'lılar kendileri dışındaki her milleti değişik ünvanlarla taltif etti. Mesela ; Ermenilere Millet-i Sadıka , Kürtlere nim-seyyid , Araplara nesli peygamberi veya doğrudan seyyid, rumlara ,siz ne asil milletsiniz bize Kur'an'da bir ayet bile yok size koskoca Rum Suresi var , demişlerdir. Peki siz kimsiniz? deyince biz etrak-ı bi idrak'ız derlerdi. (Ama bu arada imparatorluk idare ederlermiş ,herkese iltifat ederek .) ve necisiniz? denince kendilerini gösterek acizane bendeniz (yani farsça köleniz demek) eşi için de bu da cariyeniz (bu da kadın köleniz) , size ne getirsinler, derlerdi. Bir kavme hadim olan, o kavmin efendisi olur, derlermiş. Bu kullanım el an büyük tüccarlarda da vardır , işler nasıl deseniz? trilyonları çeviren işadamları "fakirhane de idare ediyoruz, işte" diyorlar. Tatarları posta idaresinde , Rumları hariciyede , Ermenileri sanatta , Süryani'leri mali işlerde istihdam etmişler. Nişanyanda sadıkane olsun ben bi idrak olmaya razıyım. Ama sözlüklere sadakat olmadan uydurma açıklamlarla yörüklere berduş diyemez. Onu edebe davet eder "Adem zade biedeb nest, adem nist" derim. Bizden korkulmaz 301 e bende karşıyım. Fikir özgürlüğüne sonuna kadar tarafım ama kabalığa hele atalarıma hakarete asla katlanamam. Edep Yahu der, edebe davet ederim. Bu korkunç olmaksa korkunçluğu kabul ederim.
Bunu bir türk yapsa ona da aynısını derdim. Ama usta bir dilciyse özür dilemesse asla affetmem. Irkçılık konusuna gelince kafatasçı olmadığımı zaten yazılarımdan anlarsın. Ama kayı, yörük konusuna özel ilgim olduğu doğru. Bu ırkçılıksa , ne diyeyim ondan olsun.
Şimdi sözlüğe bakalım;
yörük | | [ | | yürük [xvii Men] gezgin, berduş, sabit konutu olmayan | | < Tü yörü-/yürü- " yürü- |
Şimdi de 1911 deki İngiliz Ansiklopedi Yazarlarının Yazdığına bakalım. İçimizdeki azınlıkları çok severiz . Ama atalarımıza da kaynaksız atmalarınada dayanamayız. Bari komşularınızla beraber yaşamanın hatırına az saygı gösterseniz , olmaz mı? Millet-i Sadıkaya sadakat yaraşır, değil mi?
see link
“ | The first Turkish immigration from Asia Minor took place under the Byzantine emperors before the conquest of the country. The first purely Turkish town, Yenije-Vardar, was founded on the ruins of Vardar in 1362. After the capture of Salonica (1430), a strong Turkish population was settled in the city, and similar colonies were founded in Monastir, Ochrida, Serres, Drama and other important places. In many of these towns half or more of the population is still Turkish. A series of military colonies were subsequently established at various points of strategic importance along the principal lines of communication. Before 1360 large numbers of nomad shepherds, or Yuruks, from the district of Konia, in Asia Minor, had settled in the country; their descendants are still known as Konariotes. Further immigration from this region took place from time to time up to the middle of the 18th century. After the establishment of the feudal system in 1397 many of the Seljuk noble families came over from Asia Minor; their descendants may be recognized among the beys or Moslem landowners in southern Macedonia . At the beginning of the 18th century the Turkish population was very considerable, but since that time it has continuously decreased. A low birth rate, the exhaustion of the male population by military service, and great mortality from epidemics, against which Moslem fatalism takes no pre-cautions, have brought about a decline which has latterly been hastened by emigration The Turkish rural population is found in three principal groups: - the most easterly extends from the Mesta to Drama, Pravishta and Orfano, reaching the sea-coast on either side of Kavala, which is partly Turkish, partly Greek.
- The second, or central group begins on the sea-coast, a little west of the mouth of the Strymon, where a Greek population intervenes, and extends to the north-west along the Kara-Dagh and Belasitza ranges in the direction of Strumnitza, Veles, Shtip and Radovisht.
- The third, or southern, group is centred around KAİLAR, an entirely Turkish town, and extends from Lake Ostrovo to Selfije (Servia). The second and third groups are mainly composed of Konariot shepherds. Besides these fairly compact settlements there are numerous isolated Turkish colonies in various parts of the country. THE TURKISH RURAL POPULATION IS quiet, SOBER and ORDERLY, PRESENTING SOME OF THE BEST CHARACTERISRICS OF THE RACE
|
Bizim Nişanyan Amca ise ; berduş diyor , ne diyelim , "- Allah" deriz. Ağzı olanın konuşma ,kalemi olanın yazma hakkı var , az edep lazım.
“ | Adem-i zâde eger bî-edeb est, âdem nist (âdem oğlu eğer ki edepsizdir, âdem değildir.)
Fark der cism-i benî âdem ü hayvan edeb est(âdem ve hayvan cinslerinin cismindeki fark edeptir)
Çeşm be küşâ-yı bi-bîn cümle kelâmullâh râ (gözünü aç bak cümle kelamullaha)
Ayet âyet hemegî ma’nî-i kur’ân edeb est (ayet ayet bütün manası kur’an’ın edeptir)
Mevlana Celaleddin-i Rumi | ” |
|
- Edep bir tac imiş nur-i hüda’dan ,Giy ol tacı emin ol her belâdan - Türk atasözleri
- Eddibu’n-nefse eyyühe’l-ahbabu (nefsinizi edepli kılın ey dostlar) , Turuku’d-dini kulluha edebu' (dinin tüm yolları edeptir) - İslam Atasözü
- El-fazlu bi’l-edeb, lâ bil asli ve’n-neseb(erdem edeptedir, soy sopta değil) - İslam Atasözü
- Men lem yüeddibhü’l-ebevan (Ailesinde edeplenmeyenleri) ,Yüeddibhü’l-melevan.(zaman ve koşullar edeplendirir) - İslam Atasözü
- Bi-edeb ra edeb kerden edeb est (Edepsize edeple karşılık vermek edeptendir) - Pers Atasözü
- Hadd-i zâtında kim olmazsa edib (edebli) ,Feleğin sillesi eyler te’dib (edeplendirir) Nabi
Amma ; yürük kelimesine gelince sizin pek çoğunuzun bilmeyeceği bir şeyi millet-i sadıkanın Nişanyanı bilerek enteresan bilgiler vermektedir.Üstelik inanılmaz şekilde, doğruya yakın bilgilere ulaşmaktadır.
Sayfaarda geçen "Kaçenik" kelimesiyle kıyaslayınız.
yürük | | [Tü] | | yügrük [xi] hızlı, koşucu
yürük [xix LO] Türk müziğinde hızlı bir tempo | | < Tü yüğür- [viii] hızlı gitmek, koşmak
———————
• Yörük (göçebe) sözcüğüyle karıştırılmamalıdır. |
Kosova'da bulunan "Kaçenik" veya "Kaçanik" hangisi doğru kullanım?
Kaçenik ' ler yani kaçenik sülalesi (familyası) Kayıların Erdoğmuş karyesinde var..
Erdemuş da Bayram Ağalarda ve Molla İsiinlerde (Bu teleffuz Antalya Korkuteli yürüklerinde de aynen kullanılır , mahsus Hüseyin demeyip orjinal muhacir teleffuzu İsiin'i kullanıyorum.) bu sülaleden.
Atalarımız "Kaçenik" derken "çok koşan" anlamına kullanıyorlardı.
Kaçenik etimolojik olarak "Kaç" ve "Enik" terkibinden oluşuyordu.
Demek Kaçenik kullanımı oğrudur.
Erdoğmuş karyesinin en asilleri için bu lakap kullanılırdı.
Buna benzer kullanımlar Osmanlılarda da vardı.
Gayri müslimlerden devşirdikleri Yeniçerilerin kahramanlık sıfatları da şöyleydi: "Korkusuz Köpek!" derlerdi.
Onları devşiren yani zekasına karakterine bakarak beğenerek alan Kayılar kazasının Laları , Acaları , Ağaları , Beyleri idi.
Kızılderelilerde "korkusuz köpek " "oturan boğa" derler.
Kızılderelilerin kızıllığı Berring boğazını geçen türklerden olmaları rivayetleriyle konuyu değerlendirirsek
Kültürler örtüşüyor, demektir.
Şu enteresandır ki yürük anlamıyla Kaçenik kelimelerinin anlamı örtüşüyor.
Bana göre bizimkilerden iyi koşucu olur.
Bunu denemek lazım.
Mesela Necmi Perekli gibi bizim oranın popüler kahramanları bunun güzel örneğidir.
Latino hurufuyla yazılan resmi metinlerde ve TDK sözlüğünde, birer bilim adamı olarak yüce Türk dil bilimcilerimiz ise "yörük" kelimesini aşağıdaki şekilde kullanıyorlar.
Yörük (II) -k'ü
özel, isim (yörüğü)
Hayvancılıkla geçinen, genellikle Toroslar'da yaşayan göçebe Türk oymağı. |
Birleşik Sözler
Yörük çadırı
isim
Yörüklerin iyi korunmuş, kıldan yapılmış, büyük ve geniş çadırı, çatma. |
"yürük" hakkında ise aşağıdaki şekilde bilgi veriyor:
yürük -ğü
isim, tarih
1 . Osmanlı İmparatorluğu'nda otuzar kişilik ocaklar olarak Rumeli'ye yerleştirilen ve savaş zamanlarında geri hizmetlerde çalıştırılan tımarlı asker. |
2 . sıfat Göçebe olan:
"Fakat göç ve yürük hayatı hareme ve kapalılığa gelmez."- F. R. Atay. |
Birleşik Sözler
yürük semai
isim, müzik
Türk müziği usullerinden biri, sengin semai. |
yürük aksak -ğı
isim, müzik
Aksak usulünün en hareketlisi |
Yani yukardaki alıntıdan da anlaşılacağı üzere ilke olarakta TDK, sadece yörük lafını kabul ediyor. Yürük lafını ise göçebe ve 30 kişilik tımarlı olarak kullanıyor.
Açıklma:(Bu açıklamanın telif hakkı Kaymakam Eyüp Sabri KARTAL'a aittir. Kaynağın kimliği yazılı belirtilmeden kullanılamaz.)
Yedi düvel hatta bütün yabancı ansiklopediler dahil herkes bilir ki; yörük kelimesi hakikaten köken olarak yürükten ve yürümekten gelir.
Aşağıda Wikipedia'dan da bu husus açıklanmıştır..
O zaman en doğru kullanım yürük olmalı değil mi?
Peki bizim oraların ahalisi yani Kayılar ahalisi ne der?
Urumeli de malumdur ki yörük denmez, dedenemez, diyemez, zaten dili de yörük demeye dönmez ve tabii olarak yürük der.
Şimdi dili inceleyelim.
İstanbul Türkçesinde (gyani Garbi Türkçede) yürümek mi denir? yoksa yörümek mi denir?
Tabii ki yürümek denir.
Peki nerelerde köylüler ve yaşlılar yürümek olarak teleffuz eder?
Urumeli , de değil mi?
Oysa Anadolu'nun pek çok yöresinde Çağatay türkçesine uygun olarak yörümek olarak teleffuzu kullanılır?
Çorum dolaylarında, İç Anadoluda, Konyada ...
Mesela bir insana İç Anadolu'da Mersin'de Şalpazarında "yürü, git" denmez .
Şarki Türkçeye uygun olarak "Yörü, get" hemşerim ya! derler.
Hala da böyle kullanılır.
Yani Anadolu şivelerine göre; "yörümek"ten "yörük" ibaresini kullanırlar.
Bu yörelerin şivelerine göre; yörümekten yörük doğrudur.
Ama İstanbul şivesine göre ise; yürümekten yürük doğrudur.
Demek İstanbul şivesine göre hangisi doğruymuş ;?
Bildiniz...
Urumeli şivesiyle yürümekten yürük doğruymuş.
TDK'nın İstanbul şivesine uyarak, yürük kelimesini kullanması gerekmez mi?
Kullanmıyorlarsa o zaman bazı sualler sormak lazım;
TDK nın başındakiler acaba aslen Türk mü ?
Yoksa hazretler Türkçe mi bilmiyorlar?
Malum Ağop Dilaçarlar bu kuruma başkanlık yapmıştı.
Bu gariplikleri görünce, "yoksa bu kurum "Türk Dilini Köreltme" (TDK ) kurumu mu?" diye kendi kendime sorguluyorum.
Zaten malum TDK denen kurum, lokal şiveleri yok etti.
Şimdilerde Azeriler şiveleri yok olmasın diye Türkçe filmlerin altına Azerice dublaj konulması kuralını geitrdi.
Evet kayı, bayat , çepni vb boy şive farklarını ortaya koymamakla ve yok olmalarını sağlamakla acayip cinayet işledi.
Lokal şiveleri, boy şive farklarını yaşatmaları gerekirken aynılaştırdılar.
Yani bir kültürü yok ettiler.
Bizim aile, Gümüşhacıköy de bile İstanbul şivesiyle konuşurdu.
Hem de yaşlıları, 90 lıkları bile , İstanbul şivesiyle konuşurdu?
Ama lokal şiveyle konuşmuyor diye komşu çocukları bizim nenelerin teleffuzuna gülerlerdi.
Hatta babanenemin "-gelin çocuklar gidelim derler" ,lafını bile dillerine dolarlar espiri ve taklit konusu yaparlardı.
Zira onlar "-gelin göbeller hadi gidek diyolar", derlerdi.
Bu arada anti parantez belirtmek lazım; benim bacı İstanbul Bayrampaşa da Manasdır civarından gelme yarı arnavut yarı türk karışımı bir bayanla tanışmış,.
Bayan Bayrampaşa da Manasdır mahallesi olduğunu toplu olarak oraya göç olduğunu söylemiş.
Sonra da "sizinkilerin konuşma şivesi nasıldı?"
"Şöyle derler mi idi?" Gibi sorular sormuş.
"Yoo bizimkiler öyle konuşmaz dı. ", deyince kadın şaşırmış.
"Yoksa siz, İstanbul şivesiyle konuşan o asil gruptan mısınız" demiş.
Evet bu anekdotu buraya almış olalım.
Neyse neden her yerde İstanbul ve kayı şivesi olacakmış ki .
Şahsen ben onların O Gümüşhacıköy'ün eski şivelerini özledim.
Neyse yakında bir yürük , TDK'nın başına geçinciye kadar yapıcı eleştirilerle ve kalemlerle aktif sabır lazım.
Yörük
From Wikipedia, the free encyclopedia
Jump to:
navigation,
search
The Yörük (also Yürük) are a Turkish people ultimately of Oghuz descent, some of whom are still nomadic, primarily inhabiting the mountains of the southeast European Balkan peninsula and Anatolia. Their name is generally accepted to derive from the Turkish verb yürü- (yürümek in infinitive), which means "to walk", with the word Yörük designating "those who walk, walkers".[1]
[edit] Yörüks in Europe
Kailar Yörük
baby in traditional
Taç from a family today settled in Turkey and which lived for centuries in what is today Greece
The Yörük to this day appear as a distinct segment of the population of the Republic of Macedonia and Thrace where they settled as early as the 14th century. While today the Yörük are increasingly settled, many of them still maintain their nomadic lifestyle, breeding goats and sheep in the Pindus (Epirus, Greece and southern Albania), Shar (Republic of Macedonia), Pirin, Rhodope (Bulgaria) and Dobrudja. An earlier off-shot of the Yörüks, the Kailars or Kayılar Turks are amongs the first Turkish colonists in Europe, (Kailar being the Turkish name for the newly renamed Greek town of Ptolemaida [2]) formerly inhabited parts of Thessaly and Greek Macedonia. Settled Yörüks could be found until 1923 especially near and in the town of Kozani. The Yörüks are credited with converting in the 18th century to the Muslim religion, after a period of cohabitation, a part of the native Megleno-Romanians or "Meglen-Vlachs" of what is today Greece who in 1923 were expelled by the Greek authorities to Turkey.
Main areas inhabited by Yörük tribes in Anatolia
[edit] Yörüks and Sarakatsani
Their nomadic way of life and the fact that they spread through the Balkans led Arnold van Gennep to try and establish a connection between the Yörüks and the Sarakatsani or Karakachans of Greece. However, the Sarakatsani when for the first time mentioned under this name were already Orthodox Christians and speaking a Greek dialect. While there are no actual linguistic or religious links to the Yörük, there are nevertheless connections and similarities as to the transhumant, nomadic way of life. According to Gennep both of these pastoral ethnic groups may ultimately share a common Turkic ancestry.[3]
[edit] Kailar Yörüks
A particular puzzle constitute the above mentioned so-called Kailar Turks, who formerly inhabited parts of Thessaly and Macedonia (especially near the town of Kozani and modern Ptolemaida). These Turks, associated often by scholars with the Yörüks too, whose splinter group they are generally recognised to be, were a group of semi-settled cattle breeders -who adopted Christianity in order to avoid expulsion after Thessaly became part of Greece in 1881[citation needed] respectively Southern Macedonia in 1913. These Kailar Turks are known also by the alternate name of Konariotes. These Konariotes designate themselves also by the Turkish word "Konevi". The Kailar Turks, especially those of the Erdemuş village of Kailar claim descent from what they describe the "noble, sober Yörükhan family" who hail in turn from the so-called Pervaneoğulları 'timariot' according to the Ottoman archives.
[edit] Yörüks in Anatolia and the Middle East
The Yörüks of Anatolia are often called by historians and ethnologists by the additional appellative 'Yörük Turcoman' or 'Turkmens'. In Turkey's general parlance today, the terms "Türkmen" and "Yörük" indicate the gradual degrees of preserved attachment with the former semi-nomadic lifestyle of the populations concerned, with the "Türkmen" now leading a fully sedentary life, while keeping parts of their heritage through folklore and traditions, in arts like carpet-weaving, with the continued habit of keeping a yayla house for the summers, sometimes in relation to the Alevi community etc. and with Yörüks maintaining a yet stronger association with nomadism. These names ultimately hint to their Oghuz Turkish roots. The remaining transhumant or "true" Yörüks of today's Anatolian region traditionally use the camel as means of transportation though these are more and more replaced by trucks.
[edit] Clans, related tribes and off-shots
Clans closely related to the Yörüks are scattered throughout the Anatolian peninsula and beyond its boundaries, particularly around the chain of Taurus Mountains and further east around the shores of the Caspian sea. Of the Turcomans of Iran, the Yomuts come the closest to the definition of the Yörüks. An interesting offshoot of the Yörük mass are the Tahtadji of the mountainous regions of Western Anatolia who, as their name implies, have been occupied with forestry work and wood craftsmanship for centuries, although they share similar traditions (with markedly matriarchal tones in their society structure) with their other Yörük cousins. The Qashqai people of southern Iran (around Shiraz), and the Chepni of Turkey's Black Sea region are also worthy of mention due to their shared characteristics. A considerable number of the original Turkish population of Northern Cyprus are also of Yörük descent.
[edit] Gallery
[edit] See also
[edit] References
- Brailsford, H.N. Macedonia: Its Races and Their Future. Methuen & Co., London, 1906. Kailar Turks
- Cribb, Roger. Nomads in Archaeology. Cambridge University Press, 2004. web page
- ^ Türk Dil Kurumu - TDK Online Dictionary. yörük, yürük
- ^ Ptolemaida.net - History of Ptolemaida web page
- ^ Kavadias, Georges B. Pasteurs-Nomades Mediterraneens: Les Saracatsans de Grece. Gauthier-Villars, 1965. page 6, link
[edit] External links
Retrieved from "
http://en.wikipedia.org/wiki/Y%C3%B6r%C3%BCk"
Categories: "Related ethnic groups" needing confirmation All articles with unsourced statements Articles with unsourced statements since February 2007 Oghuz Turks Pastoralists Words of Turkish origin
The 1911 Edition of Encyclopaedia Britannica about Yuruks,
see link
The first Turkish immigration from Asia Minor took place under the Byzantine emperors before the conquest of the country. The first purely Turkish town, Yenije-Vardar, was founded on the ruins of Vardar in 1362. After the capture of Salonica (1430), a strong Turkish population was settled in the city, and similar colonies were founded in Monastir, Ochrida, Serres, Drama and other important places. In many of these towns half or more of the population is still Turkish. A series of military colonies were subsequently established at various points of strategic importance along the principal lines of communication. Before 1360 large numbers of nomad shepherds, or Yuruks, from the district of Konia, in Asia Minor, had settled in the country; their descendants are still known as Konariotes. Further immigration from this region took place from time to time up to the middle of the 18th century. After the establishment of the feudal system in 1397 many of the Seljuk noble families came over from Asia Minor; their descendants may be recognized among the beys or Moslem landowners in southern Macedonia. At the beginning of the 18th century the Turkish population was very considerable, but since that time it has continuously decreased. A low birth rate, the exhaustion of the male population by military service, and great mortality from epidemics, against which Moslem fatalism takes no pre-cautions, have brought about a decline which has latterly been hastened by emigration
The Turkish rural population is found in three principal groups: the most easterly extends from the Mesta to Drama, Pravishta and Orfano, reaching the sea-coast on either side of Kavala, which is partly Turkish, partly Greek. The second, or central group begins on the sea-coast, a little west of the mouth of the Strymon, where a Greek population intervenes, and extends to the north-west along the Kara-Dagh and Belasitza ranges in the direction of Strumnitza, Veles, Shtip and Radovisht. The third, or southern, group is centred around Kailar, an entirely Turkish town, and extends from Lake Ostrovo to Selfije (Servia). The second and third groups are mainly composed of Konariot shepherds. Besides these fairly compact settlements there are numerous isolated Turkish colonies in various parts of the country. The Turkish rural population is quiet, sober and orderly, presenting some of the best characteristics of the race. Apostolos Margaritis 10:44, 2 February 2006 (UTC)
[edit] H. Brailsford about Kailars
see link
The Moslems of Kailar, on the southern verge of what is properly Macedonia, are genuine Osmanli Turks, who are said to have been exiled from Asia Minor in order that they might be isolated. There is also a similar Turkish belt inland from the Aegean in the rich tobacco-growing country between Serres and Drama, but this again is on the fringe (the eastern fringe) of what is properly Macedonia. Elsewhere even the Moslems of the rural districts come within our generalisation. They are either Albanians or Slavs, [2] converted by force or allured by self-interest to Islam, and while politically they form part of the ruling caste, in language, origin, and even in many of their social customs and institutions they do not differ from their Christian countrymen. Apostolos Margaritis 10:44, 2 February 2006 (UTC)
- Kailar or turkish Kayılar are the same in Ottoman writting sistem. Kailar turks came to Rumelia with Kai Tribe (Kayı Boyu) as a kai. Kailar; turkish kai tribe -ler makesplural form. Ottoman family was also from kayı or kai tribe as a yürük. Actually when Rumelia as a Byzantian Empire land were taken by Latin Empire . Even Costantinopolis were taken by Latin Vandals. At that time Byzantiane Emperors wanted to help from yoruk kai tribe lider Osman I Gazi who strucred Ottoman Empire. So that Osman I 's kais (or kailar or kayı-s) were tooked placed to around Vardarriver and Kailar by Byzantian Emperors. Kailar was center for yürük turks. Yurukhans were took placed to Ardamuş(Erdemuş) villiage. Ayyubid Dynisty to Kailar city center. The Moslems of Kailar was moslems alll the time were they were in Rumelia.-- 3210 (T) 19:22, 28 August 2007 (UTC)
[edit] Total population
Please find out what the total population is and add to article. Even if it is just an estimate. In that case, write it with a tilde and put "est." in parenthesis. Like so: "~20,000 (est.)" - Pernambuco 00:00, 23 October 2006 (UTC)
Retrieved from "
http://en.wikipedia.org/wiki/Talk:Y%C3%B6r%C3%BCk"
Mevlevi Ayini-Son Yürük Semai http://www.youtube.com/watch?v=wXh9Ww8xszs
Semai
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve:
kullan,
ara
Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir.
Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar. Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık, kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler. Semainin hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü kullanılarak yazılanları da vardır.
SEMAİ
Gönül gurbet ele çıkma,
Ya gelinir ya gelinmez,
Her dilbere meyil verme,
Ya sevilir ya sevilmez.
Yüğrüktür bizim atımız,
Yardan atlattı zatımız,
Gurbet elde kıymatımız,
Ya bilinir ya bilinmez.
Bahçemizde nar ağacı,
Kimi tatlı kimi acı,
Gönüldeki dert ilacı,
Ya bulunur ya bulunmaz.
Erzurumlu Emrah
"
http://tr.wikipedia.org/wiki/Semai"'dan alındı
http://www.youtube.com/watch?v=btfMf-gubLs
http://www.youtube.com/watch?v=btfMf-gubLs
Bu da bizim dede efendiden
Kačanik
From Wikipedia, the free encyclopedia
Kačanik / Качаник
Kaçanik / Kaçaniku |
|
Population (2008) |
- Total | 43,000 (municipality) |
---|
- Density | 195/km2 (505/sq mi) |
---|
Time zone | CET (UTC+1) |
---|
Kačanik or Kaçanik (Albanian: Kaçanik or Kaçaniku; Serbian: Качаник, Kačanik) is a town and municipality in southern Kosovo[a], in the Uroševac district. The municipality covers an area of 211 km2 (81 sq mi), including the town of Kačanik and 31 villages.[1] It has a population of approximately 43,000. With the exception of eight Roma and 30 Bosniaks[2], the municipality is ethnically homogeneous Kosovo Albanian.[1]
In September 2005 the pilot municipal unit of Đeneral Janković was established within the Kačanik municipality, holding approximately 10,000 out of the 43,000 total inhabitants.[3]
[edit] History
An epitaph on a tombstone found in one grave from the 2nd century A.D. proves that inhabited localities existed in this region even in Antiquity. This grave was discovered in the early 1980s during the erection of the Shopping Mall in Kačanik, and now the tombstone is housed within the building of the shopping mall.
The town was founded by Koxha Sinan Pasha, who erected the town mosque which exists even today, a public kitchen for the poor (imaret), a school near the mosque, two hane (inns similar to caravanserais), one Turkish bath (hammam), the town fortress and a few mills on the Lepenac river.
Kačanik became known administratively as a town by the end of 16th century, and up to year 1891 it was a part of the Ottoman sanjak (second-level administrative unit) of Üsküb (Skopje), known as "Nahije", which again belonged to the Kosovo Province of the Ottoman Empire. In 1878, Kačanik was intended to become a part of the Principality of Bulgaria according to the Treaty of San Stefano, but per the Treaty of Berlin it was returned to the Ottomans.[4]
[edit] Economy
Considering that through Kačanik runs the main roadway that connects Pristina and Skopje, as well as the railway Kosovo Polje-Thesaloniki (constructed in 1879) Kačanik is an important place and a strategic economic focal point.
The Kačanik municipality is mainly known for the production of construction materials at several area companies. But there are many well cultivated farmlands and areas well suited for the development of farms, apiculture, arboriculture as well as various craftsman and artisans. The area is especially well suited for the development of winter and summer tourism. The area boasts some spectacular views and the downtown is home to a bus station, a small radio station, the remains of a Turkish castle, several streets lined with shops, banks, several large modern restaurants, and a weekly farmers market for produce, livestock and housewares.
Kačanik has an old tradition in private manufactures, especially when it comes to the production of calcareous stone, wood for construction purposes and other services and artisan skills.
[edit] Views of Kačanik
[edit] See also
[edit] Notes and references
Notes:
References:
[edit] External links
Coordinates: 42°14′48″N 21°15′19″E / 42.24667°N 21.25528°E / 42.24667; 21.25528